Edebiyat teorisi, edebi eserleri nasıl okuduğumuzu, analiz ettiğimizi ve yorumladığımızı araştıran bir çalışma alanıdır.
Edebiyat teorisinde, feminizm, postkolonyalizm ve psikanaliz gibi edebi eserleri analiz etmek için kullanılan çeşitli yaklaşımlar ve teoriler vardır.
Edebiyat teorisindeki ünlü figürlerden biri, yapısöküm teorisiyle bilinen Jacques Derrida'dır.
İnterubiality veya intertexualite kavramı, edebi eserler ile diğer edebi eserler veya çalışmanın üretildiği sosyal ve kültürel bağlamlarla ilişkiyi ifade eden edebi teoride önemli kavramlardan biridir.
Edebiyat teorisindeki bazı teoriler, edebi eserlerdeki anlamın metnin kendisinde değil, çalışmanın üretildiği okuyuculara veya sosyal ve kültürel bağlamlara yattığını varsayar.
Marksist teori, edebi eserler ile toplumda var olan sosyal ve ekonomik yapılar arasındaki ilişkiyi vurgulayan edebi teoride yaklaşımlardan biridir.
Feminizm Teorisi Edebiyat teorisinde, edebi eserlerde cinsiyet ve cinselliğin rolünü vurgulamakta ve aynı zamanda edebi eserlerde kadınlara karşı adaletsizliği ve ayrımcılığı eleştirir.
Postmodernizm, edebi eserlerde tek bir anlam olduğu fikrini reddeden ve anlamın okuyucunun bakış açısına bağlı olduğunu varsayan edebi teoride hareketlerden biridir.
Jacques Derrida'nın yapısöküm teorisi, edebi eserlerdeki anlamın kararsız olduğunu ve her zaman değişim sürecinde olduğunu varsayar ve edebi eserlerde dil ve işaretlerin kullanımını vurgular.
Edebiyat teorisi sadece edebi eserleri analiz etmek için değil, aynı zamanda filmler, müzik ve görsel sanat gibi diğer çeşitli metin türlerine de uygulanabilir.